Marka tescil süreçleri, girişimciler ve şirketler açısından oldukça hassas ve stratejik adımlar içerir. Bu süreçte yapılan her başvuru, yalnızca markayı yaratan kişi ya da kurumları değil; o pazarda daha önce yer edinmiş markaları da ilgilendirir. İşte bu noktada karşımıza çıkan marka yayımına itiraz, tescil öncesi önemli bir kontrol mekanizmasıdır.
Yayım Süreci Nedir?
Marka başvurusu, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından alındıktan sonra resmi bir inceleme sürecine girer. Başvuru şartlara uygunsa, Resmi Marka Bülteni’nde yayım yoluyla ilan edilir. Bu duyuru, markanın kamuya açık hale getirilmesi anlamına gelir ve aynı zamanda üçüncü kişilere itiraz hakkı tanır.
Buradaki yayım süresi iki aydır. Bu sürenin başlangıcı, bültende yayımlanma tarihiyle başlar. Süre dolduktan sonra yapılacak itirazlar hukuken dikkate alınmaz. Bu nedenle sürenin dikkatli takibi oldukça önemlidir.
Hukuki Gerekçeler ve Süreç
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 17. ve 18. maddeleri, yayım sonrası itiraz hakkını düzenler. Buna göre, herhangi bir gerçek ya da tüzel kişi, yani bireyler, şirketler, vakıflar veya dernekler; eğer bir menfaat ilişkisi kurabiliyorsa, yayımlanan marka başvurusuna itirazda bulunabilir.
İtiraz Gerekçeleri Nelerdir?
Marka yayımına itirazın başlıca gerekçeleri şunlardır:
Önceden tescillenmiş bir markayla karıştırılma ihtimali: Örneğin, “Arvesta” isimli bir markanın tescilli olduğu bir sektörde, benzer ses yapısına sahip “Arvisto” için yapılan başvuruya, önceki hak sahibi karışıklık riski gerekçesiyle itiraz edebilir.
Tanınmış markalara benzerlik: Coca-Cola, Nike, Apple gibi tanınmış markaların isimlerine ya da logolarına benzer markalar, toplumda yanıltıcı etki yaratabileceği için itiraza konu olabilir.
Kötü niyetli başvuru: Başvuru sahibi, aslında başkasına ait olan bir markayı kendisi adına tescil ettirmeye çalışıyorsa, bu kötü niyetli bir girişim olarak değerlendirilebilir.
Üçüncü kişilere ait diğer haklara tecavüz: Marka, başka bir işletmenin ticaret unvanına, telif hakkına, tasarımına ya da kişilik haklarına müdahale ediyorsa itiraz edilebilir.
İtirazlar TÜRKPATENT tarafından değerlendirilir. Başvuru tamamen veya kısmen reddedilebilir ya da tescil süreci aynen devam edebilir. İtiraza açık dönem 2 aydır. Bu süre dolduktan sonra yapılan itirazlar dikkate alınmaz. Gerçek ya da tüzel kişiler—yani bireyler, şirketler, dernekler vb.—menfaat ilişkisi kurarak başvuruya itirazda bulunabilir.
TÜRKPATENT, itirazı reddederse, kararın iptali için Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK)’ya başvurulabilir.
Sürecin İşleyişi ve Kurumsal Değerlendirme
İtiraz, TÜRKPATENT tarafından yazılı gerekçeleriyle birlikte değerlendirilir. Kurum, markanın başvurusunu kısmen ya da tamamen reddedebilir. Bazen itiraz üzerine marka, yalnızca belirli mallar veya hizmetler için tescillenebilir.
Örneğin, bir marka hem tekstil hem de kozmetik alanında başvuru yapmış olabilir. Ancak itiraz, yalnızca tekstil sektörü için geçerliyse, TÜRKPATENT markayı sadece kozmetik ürünler için tescil edebilir.
İtiraz Reddedilirse Ne Olur?
TÜRKPATENT, yapılan itirazı yeterli bulmazsa, başvuru tescil sürecine devam eder. Ancak bu karara karşı başvurucu veya itiraz eden taraf, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) nezdinde itiraz edebilir. Bu aşama, kurum içi ikinci bir değerlendirme anlamına gelir. Gerekirse, kararın iptali için dava açma yoluna da gidilebilir.
Uzun Vadeli Marka Koruması Açısından Önemi
Marka yayımına itiraz hakkı, tescil sürecinde adil rekabeti, kamu düzenini ve hak sahiplerinin meşru çıkarlarını koruma amacına hizmet eder. Özellikle markaların değerinin milyarlarca lira ile ölçüldüğü günümüzde, bu süreçler yalnızca hukuki değil, aynı zamanda ekonomik riskleri de barındırır.
Örneğin, tanınmış bir restoran zinciri olan markanın tescilli olduğu bir ortamda, yeni açılan ve çok benzer bir isimle başvuru yapan bir girişimin yaratacağı karışıklık, hem tüketicileri yanıltabilir hem de markanın itibarı zarar görebilir. Bu gibi durumlar için itiraz mekanizması, erken müdahale imkânı sunar.
Stratejik Takip ve Uzmanlık Şart
Marka yayımına itiraz süreci, yalnızca bir hukuki prosedür değil; marka yönetiminin stratejik bir parçasıdır. Bu nedenle:
- Marka başvurularını düzenli olarak takip etmek,
- İtiraz süresini kaçırmamak,
- Gerekirse hukuki danışmanlık almak büyük önem taşır.
Özellikle sektörde rekabetin yoğun olduğu alanlarda, markaların yalnızca tescillenmesi değil, aynı zamanda korunması ve savunulması da büyük önem taşır. Yayım süreci, bu savunmanın ilk aşamasıdır.
Marka yayımına itiraz hakkı, markaların tescil sürecinde adil rekabeti ve hak sahipliğini koruyan temel araçlardan biridir. Doğru zamanda ve hukuka uygun şekilde yapılan itirazlar, marka stratejilerinin önemli bir parçasını oluşturur.
Özellikle yoğun rekabetin yaşandığı sektörlerde, bu süreci dikkatle takip etmek; Prestij Marka gibi işinde uzman danışmanlık firmasından destek almak, uzun vadeli marka koruması açısından kritik öneme sahiptir.
Konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak ve diğer danışmanlık hizmetlerimiz hakkında görüşmek için WhatsApp kanalımız aracışığıyla bize her an ulaşabilirsiniz.